30 Ekim 2013 Çarşamba

Radio Tarifa - Sin Palabras (Kelimeler Olmadan)

Bir Endülüs şarkısını sizlerle paylaşmak istiyorum..
Derin bi müzik,derin bi şarkı..



Sin Palabras (Kelimeler Olmadan)


Benden uzaklaşma,
Bırak sana bakayım..
Seni yanımda hissedeyim..
Görüyorsun, benden uzaklaşamıyorsun,
Beni bırakıp gidemiyorsun..



Uyanıyorum ve seni görüyorum,
Benim yanımda ve mutlu göründüğünü hatırlıyorum..

Beni izlerken buldum seni,
Gözlerini,
Kelimeler olmadan..
Bakışlar,tebessüm ve her şey

Yeniden hissediyorum..
İnanamıyorum,yeniden doğdum,yaşam…

Beni izlerken buldum seni,
Gözlerini,
Kelimeler olmadan..
Bakışlar,tebessüm ve her şey..

|Radio Tarifa




27 Ekim 2013 Pazar


Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak

Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak…

Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak..

Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.

İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:

Ey dipdiri meyyit, “İki el bir baş içindir.”

Davransana… Eller de senin, baş da senindir!

His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?

Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.

Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?

Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?

Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?

Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!

Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan

Tek bir ışık olsun buluver… Kalma yolundan.

Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!

Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!

Herkes gibi dünyâda henüz hakk-ı hayâtın

Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?

Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.

Ümmîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!

Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;

Me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar

Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: Çözülmez…

En korkulu câni gibi ye’sin yüzü gülmez!

Mâdâm ki alçaklığı bir, ye’s ile şirkin;

Mâdâm ki ondan daha mel’un daha çirkin

Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,

Nevmid olarak rahmet-i mev’ûd-u Hudâ’dan,

Hüsrâna rıza verme… Çalış… Azmi bırakma;

Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…

Sesler de: “Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş!”

Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,

Tek kol da “yapışsam…” demiyor bir tarafından!

Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;

Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.

Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…

Uğraş ki: Telâfi edecek bunca zarar var.

Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!

Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!

“İş bitti… Sebâtın sonu yoktur!” deme, yılma.

Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma..



|M.Akif Ersoy



19 Rabîülâhir 1331 – 14 Mart 1329 (1913)

Köşe - Sezai Karakoç (4)


     Köşe

4. 

Taşların ortasında Leylanın gözleri,
Leyla köşe köşe göz göz şiirin ortasında ,
Ben Leylayı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri ,
Leyla ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında..

Ben Leyla gibi güneş doğarken uyanamam,
Şehir gece gündüz benim içimde uyur,
Leylayı götürüp Londra'nın ortasına bıraksam,
Bir bülbül gibi yaşayışını değiştirmez çocuktur..

Leyla diyorsam kesik yanaklarıyla Leyla..
Üç köşeli dünyasıyla,
Okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla,
Leyla diyorsam şu bizim gerçek Leyla..

Biz seni işte böyle seviyoruz Leyla..
O gitti bize ağlamak kaldı kala kala..






|Sezai Karakoç

2 Ekim 2013 Çarşamba

Mustafa Pehlivanoğlu'nun İdamından Önce Yazdığı Mektup

Okuduğum hiç bir mektup beni bu kadar etkilememiştir..
12 Eylül darbesi ardından idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu'nun anne ve babasına yazdığı mektup kadar..
Yaşadıklarını,hissettiklerini,idamının haksız olduğunu bilmesine rağmen teslimiyetini..
Neyse ben anlatmayayım..
O yazmış..





Mustafa Pehlivanoğlu'nun İdamından Önce Anne ve Babasına Yazdığı Mektup


Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yasa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı işlemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkin ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Sunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakindir. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.

Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin.

Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim.
Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim.

Oğlunuz Mustafa

7 Ekim 1980

                                   Mektubun Orjinali