17 Mart 2013 Pazar

8.Altındağ’da Şiir Akşamları ve Serdar Tuncer’den nakille Abdürrahim Karakoç’un Mihribanı




8.Altındağ’da Şiir Akşamları ve Serdar Tuncer’den nakille Abdürrahim Karakoç’un Mihribanı



‘Altındağ’da Şiir Akşamları’ adıyla 8.’si düzenlenen etkinlikte birçok şair bulunuyordu. Ataol Behramoğlu, Bahattin Karakoç, Haluk Çetin, İsmail Kılıçarslan, Mehmet Nuri Parmaksız, Nurullah Genç, Serdar Tuncer ve Azeri şair Vagıf Behmenli..
Gecenin sunuculuğunu Serdar Tuncer abimiz yaptı: ’Yaşım 35 olunca şair olarak katılacağım.’ diyerek. Bahattin amca şekerini ayarlayamayınca sen bilirsin ezbere sen oku dedi Serdar abiye onu da okudu ‘Ihlamurlar çiçek açtığı zaman’ dedi.

Sonra başladı anlatmaya Abdürrahim Karakoç’u:
Yolda çevirir genç şairler:-’Hocam haddim değil ama bir şiir yazdım okusanız.’ derdi..
Karakoç:- ’Haddin değilse yazma evladım.’
‘Bir gün Ramazan programı çıkışı sizi ben bırakayım dedim. Teşrif etti arabama, sorayım dedim Mihriban’ın hikâyesi nedir, nedir bu Mihriban olayı? Karakoç cevaplamış:
-‘Kimseye anlatmadım saa da anlatmam. Ama şu kadarını bil yeter Mihriban başka şehirde ben başka şehirdeydim. O bana mektup yollardı ben yollamazdım. Genç bekar bir kıza mektup yollamak ne demek. Onun şehrinde yerel bir gazete vardı o bana mektup yazar ben şiirlerimi o gazeteye gönderirdim. O mektup yazar ben gazeteye şiir yazardım..’

Mihriban 

Sarı saçlarına deli gönlümü, 
Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban. 
Ayrılıktan zor belleme ölümü, 
Görmeyince sezilmiyor Mihriban. 

Yar deyince kalem elden düşüyor, 
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor. 
Lambada titreyen alev üşüyor, 
Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban. 

Önce naz sonra söz ve sonra hile 
Sevilen seveni düşürür dile 
Seneler asırlar değişse bile 
Eski töre bozulmuyor Mihriban 

Tabiplerde ilaç yoktur yarama, 
Aşk deyince ötesini arama. 
Her nesnenin bir bitimi var ama. 
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban 

Boşa bağlanmamış bülbül gülüne 
Kar koysan köz olur aşkın külüne 
Şaştım kara bahtım tahammülüme 
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban 

Tarife sığmıyor aşkın anlamı 
Ancak çeken bilir bu derdi gamı 
Bir kör düğüm baştan sona tamamı 
Çözemedim çözülmüyor Mihriban 

Abdurrahim Karakoç 

Bestekarı Musa Eroğlu'ndan dinleyelim :



Bu şiirin üstüne Mihriban’ın Karakoç’a mektubunda şunları yazdığı söylenir:
"Şiirinde sanki bana sesleniyor gibiydin... Benim seni unuttuğumu sanma.. ben de hala seni sevmekteyim ve bu aşk bitmeyecek... Sen bende esen eski kavak yelisin ve seni unutmam mümkün değil..." 
Cevap yine gazeteye şiirle olur ve bu şiir son şiirdir:

Unutursun Mihribanım 

“Unutmak kolay mı?” deme 
Unutursun Mihriban’ım. 
Oğlun kızın olsun hele 
Unutursun Mihriban’ım. 

Zaman erir kelep kelep 
Meyve dalında kalmaz hep 
Unutturur bir çok sebep 
Unutursun Mihriban’ım. 

Yıllar sinene yaslanır 
Hatıraların paslanır 
Bu deli gönlün uslanır 
Unutursun Mihriban’ım. 

Süt emerdin gündüz gece 
Unuttun ya, büyüyünce... 
Ve işte tıpkı öylece 
Unutursun Mihriban’ım. 

Gün geçer azalır sevgi 
Değişir her şeyin rengi 
Bugün değil, yarın belki 
Unutursun Mihriban’ım. 

Düzen böyle bu gemide 
Eskiler yiter yenide 
Beni değil, sen, seni de 
Unutursun Mihriban’ım. 

Abdurrahim Karakoç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder