17 Kasım 2012 Cumartesi

Teröristin,Katilin,Bombacının 'Açlık Grevi' bitiyor..

Katiller,dağdan dönüp teslim olan teröristler,şehirde Kck bağlantısıyla okul yakan,market yaktıran,çocukları toplayıp polislere taş attıran hainler,otobüse molotof kokteyli atıp 19 yaşındaki Serap Eser'i diri diri yakan hainler açlık grevi yapıyor,İstanbul'da bomba patlatıp onlarca kişinin ölmesine sebep olan hain de..
Bizim kendini bilmez aydınlar da bu açlık grevini destekliyor.. Sahi kimin aydını bunlar?
Peki ne istiyordu bu açlık grevlerini yapanlar.. Şu meşhur aydınların dile getiremediği,söylerlerse gerçek yüzlerinin ortaya çıkacağı aydınlar..
Açlık grevindekiler öcalanın tecritten çıkarılmasını istiyorlar..
Yani istediği gazeteyi okusun,istediği tv kanalını izlesin,istediği zaman İmralıdaki diğer mahkumlarla görüşebilsin.. Bitti mi?
-Hayır!
En önemli noktalara geldik..öcalanın avukatlarıyla görüşebilmesi..Kardeşi olmazmış,yeterince iyi siyaset bilmezmiş.Kısacası öcalanın söylediklerini aynen aktarmamak lazımmış değiştirmek yorumlamak bi yerlere öyle iletmek lazımmış..
Kardeş öcalan bunu beceremezmiş..
Yahu anlayın işte emirler Kandil'e yanlış gidebilirmiş..
Televizyonlara yanlış amaaan işte 'doğru' aktarılabilirmiş..

Sırf bunlar olsa kime kabul ettirebilirdiniz bunları?
Bişey lazım,o öyle bir meşru olsun ki diğerlerini alalım ama o bulunan göz önünde olsun..
öcalan şunları şunları rahat rahat yapsın diyemeyecek olanlar onu kullansın..
-Evraka..Min dît..
Ana dilde savunma hakkı..
İşte budur..
İşte bu..
Bunu herkes kullanabilir..
Bu meşru bir haktır..

Size bir anı anlatayım..Şu an ismini hatırlamadığım bir gazeteciden dinlemiştim.
Hakimlik yaparken ilk görev yeri doğu illerinden ücra bir yermiş..
Bölgede konuşulan dil Kürtçe..
Davalı Kürt davacı Kürt..
Türkçeyi ise pek bildikleri söylenemez ,en azından savunma yapacak kadar,..
Gazeteci hakimimiz şöyle anlatıyor..
Bir tercüman bulurduk davacı anlatır o çevirirdi,davalı anlatır o çevirirdi ben kararımı verirdim o çevirirdi..
Ana dilde savunma zaten var kısacası..
Yıllar önce olan olay bu,hatta söyleşiyi yapan Balçiçek İlter:'Yani daha o zamanlar ana dilde savunma yaptırıyodunuz.' şeklinde şaşkınlığını dile getiriyor..
Ama Türkçe bildiği halde Kürtçe savunma yapmak isteyenler için;
Kürtçe bilen hakimler yetişirse;
Davalı davacıyı,hakim de her ikisini anlarsa..

-'Neden olmasın?'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder